Bu yazıyı okuyorsanız Black Mirror'un 6. Sezonunun ilk bölümü olan "Joan is Awful" bölümünü izlemişsinizdir. Ben de izledim. Bölümü izlerken bir veri avukatı olarak tek düşündüğüm, veri sahibi olarak "rıza" mekanizmasını ne kadar dikkate almamız gerektiği oldu.
Bölüm, kişisel veriler hukuku açısından çarpıcı bir hukuki analiz sunuyor. Günümüzün dijital çağında kişisel verilerin nasıl tehlikeye atılabileceğini ve gizlilik konusundaki endişeleri ele alıyor. Joan'ın Streamberry’ye karşı yasal aksiyon almak için avukatı ile görüştüğünde aldığı cevaplar, bireyler olarak, kişisel verilerimizin nasıl toplandığına ve kullanıldığına kafa yormadığımızda ve bu konuyu dikkate almadığımızdaki çaresizliğimizi yüzümüze çok çarpıcı bir şekilde vuruyor.
Bölümde, Joan adındaki bir karakterin kişisel verilerinin haberi olmadan genel bir yayına dönüştürülmesini konu ediliyor. Joan'ın özel hayatı, aşk hayatı, kariyeri ve hatta eski ilişkileri de dahil olmak üzere kişisel veril sayılabilecek her detayı, kurgusal bir platform olan Streamberry aracılığıyla tüm dünyaya aktarılıyor. Bu durum, Joan'ın özel hayatının ve haliyle kişisel verilerinin tamamen çıplak bir şekilde halka açık hale gelmesine neden oluyor.
Verilerinin bu şekilde paylaşılmasından Joan, Streamberry'e karşı yasal işlem başlatmaya karar vererek, avukatına danışıyor ve şovun tamamen CGI (bilgisayar tabanlı görüntü) ve deepfake'in bir karışımından oluştuğunu öğreniyor. Deepfake sayesinde dizideki aktris (Salma Hayek), Joan'ın rolünü aslında rolü gerçekte oynamadan, görüntüler aracılığı ile oynamış oluyor. Biraz empati ile Joan'ın hayatının bu şekilde mahvolduğunu hissedebiliyoruz. Joan ve Salma Hayek, bu sorunu çözmek ve kişisel verilerinin paylaşımını durdurmak için kendi avukatlarına danıştıklarında maalesef sonuç alamıyorlar.
Hiç şüphesiz Joan ile öncelikle kişisel verilerin gizliliği ve korunması konularının önemini hatırlamış oluyoruz. Joan'ın hayatındaki ayrıntıların herkese açık bir şekilde yayınlanması, bireyin gizlilik haklarına ciddi bir müdahale olarak değerlendirilebilir. Veri koruma mekanizmalarının, bireylerin özel hayatının istenmeyen bir şekilde ifşa edilmesi ve veri paylaşımının bireyin kontrolünden çıkmasının önlenmesinde ne kadar önemli olduğu bir kere daha vurgulanmaktadır.
Kurgusal bir platform olan Streamberry üzerinden kişisel verilerin toplanması ve işlenmesi konusu da önemli bir hukuki sorunun varılığını göstermektedir. Bireylerin kişisel verilerinin toplanması ve işlenmesi, gizlilik prensiplerine uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bununla birlikte, bölümde sunulan senaryoda, Joan'ın kişisel verilerinin kontrolsüz bir şekilde paylaşılması ve manipüle edilmesi gibi etik ve hukuki sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Veri avukatı olarak hukuki çıkarımlarım:
İlgili Kişinin (Veri Sahibinin) Hakları Bakımından
Bilindiği üzere herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bu kapsamda herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına da sahiptir. Joan da Streamberry tarafından toplanan tüm kişisel verilerine ait kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Böylelikle kişisel verileri hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, düzeltme veya silme talebinde bulunma ve verilerin amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenme gibi haklarını kullanabilir.
Kamusal Alanda İzleme Sisteminin Hukuka Uygunluğu Bakımından
Bilindiği üzere Joan, avukatına danıştığında, avukatı bir veri edinme yöntemi olarak, Streamberry'nin telefon dahil olmak üzere cihazlar aracılığıyla sürekli ses dinlemesi yaparak Joan'ın gününün en küçük ayrıntılarını bile bildiğini ifade ediyor. Bu durumu, bizlerin de günlük hayatta sıklıklıkla karşılaştığımız, Joan'ın bir arkadaşına belirli bir ürün hakkında konuşmasını takiben sosyal medyada o ürün için bir reklamın çıkmasına benzetiyor. Aslında Joan, Streamberry'nin onu çevreleyen IoT (Internet of Things) cihazları (cep telefonu gibi) ile sürekli takip ediliyor. Joan en özel anlarında bile kayıt altına alınıyor. Ölçülülük ilkesi kapsamında, özel alanında bile sürekli takip, gizlilik hakkının ciddi bir ihlali olarak değerlendirilebilir.
Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesi Bakımından
Joan, Streamberry'e karşı hukuki işlem başlatmak niyetiyle avukatı ile görüştüğünde,, avukatı bütün bu olanlara izin (consent) verdiğini söylüyor ve Joan işte bu noktada eli kolu bağlanmış hissediyor. Çünkü şirket, aslında kimse tarafından pek de okunmayan, hatta dikkat dahi edilmeyen kullanım koşullarındaki ayrıntılar ("fine print") sayesinde kendisini aklamış oluyor. Peki gerçekten de bu denli bir veri işleme faaliyetin aydınlatma yükümlülüğü, kimsenin pek de dikkat etmediği bir kullanıcı sözleşmesine (belki de ayrıca sunulmuştur, buradaki detaya hakim değiliz.) saklanabilir mi?
Rıza, GDPR kapsamında, veri sahibinin beyan yoluyla ya da açık bir onay eylemiyle kendisine ait kişisel verilerin işlenmesine onay verdiğini gösteren özgü şekilde verilmiş spesifik, bilinçli ve açık göstergedir. Burada Joan'ın bilinçli ve aydınlatılmış şekilde rıza verdiğini tartışmak mümkün. Bir diğer yanda ise, Streamberry'nin aydınlatma yükümlülüğü kapsamında Joan'a anlaşılır, açık ve sade bir dil kullanılarak bildirim yapıp yapmadığını da sorgulamak gerekiyor.
Salma Hayek açısından ise durum daha da farklı çünkü dijital görüntüsünü tamamem yayın platformunda satmış durumdadır. Salma Hayek'in düştüğü "küçük düşürücü" pozisyonun, avukat hatası olduğunu düşünüyorum çünkü tuvalet yapma gibi Joan'ın sergileyebileceği toplumda şaşkınlık uyandırabilecek, küçük düşürebilecek her türlü eylemi içeren maddelerin bu sözleşmede yer almasına bir yönlendirmede bulundurmamıştır.
Sonuç olarak Black Mirror'un Joan is Awful bölümü, kişisel verilerin hukuki analizini yaparak gizlilik, veri koruması ve bireylerin hakları konusunda önemli bir farkındalık yaratmaktadır. Bu bölüm, kişisel verilerin toplanması ve yayılmasının potansiyel risklerini ve hukuki sorumlulukları gözler önüne sermektedir. Bu nedenle, kişisel verilerin korunması konusunda gerekli düzenlemelerin ve önlemlerin alınması büyük bir önem taşımaktadır.
"Joan is Awful" ayrıca öncelikle son dönemde özellikle artış gösteren deepfake teknolojisinin hukuki düzenlemesinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Deepfake teknolojisinin kullanılmasında etik ve yasal amaçların göz önünde bulundurulmaz ise neler ile karşılaşabileceğimizi çok çarpıcı bir bizimde gözler önüne sermektedir.
Comments